SAHAJA YOGA İLE STRESİ YENMEK VE KİŞİLİĞİ GELİŞTİRMEK

 
 
 

Stres nedir?

Hepimiz stresin ne olduğunu onunla karşılaştığımızda (veya onu hissettiğimizde) anlarız, ama onu tanımlamak çok zordur. Toplum bizi para, güç ve başarı elde etmemiz ve aynı zamanda harika bir özel ve aile hayatımızın olması için zorlar. İşte bu muhtemelen hayattaki en büyük stres yaratıcı ikilemdir. İnsanlar bir yandan maddiyatın peşinde koşarken bir yandan da kişisel anlamda mücadele vermektedirler. Tanınmış bir kardiyoloji profesörü stresi şöyle tanımlar: “Kişinin hayatının kontrolünü kaybettiğini idrak etmesi”. Bu beklentilerimiz ve gerçek arasındaki yanlış eşleştirme, farktır. Ayrıca stresin sadece tatsız, kötü hadiselerden kaynaklanmadığı bir gerçektir. Evlilik, yeni bir işe başlama, hamile kalma veya seçimi kazanma gibi olumlu hadiseler bile sizde gerginlik yaratabilir. Stresi yaratan bu dış etkenler değil, sizin onları algılamanızdır. “Başağrıları, karın ağrıları, kurdeşen, sırt ağrısı, kalp çarpıntısı" gibi her türlü rahatsızlık stresle ilgili olabilir. Gerçek şudur ki, içimizdeki tüm organlar, cildimizden kalbimize kadar, hepsi stresten etkilenebilir.

Stresin Fizyolojisi

Tıp Bilimine göre, insanın sinir sistemi üç sistemden oluşmaktadır – Merkezi sinir sistemi, Otonom (bağımsız) sinir sistemi ve Peripheral sinir sistemi (beyin ve omuriliğinin dışında kalan sinir sistemi). Merkezi sinir sistemi sinir atışlarının dağıtımından ve duyusal verilerin analizinden sorumludur, beyin ve omuriliğinde yer alır. Peripheral sinir sistemi sinir atışlarının bedenin dokuları arasında taşınmasından sorumludur. Otonom sinir sistemi ise Sympathetic (senkronize - gizli) ve Parasympathetic olarak nerdeyse birbirlerine zıt fonksiyonları olan iki sistemden oluşur ve bedenin hayati dokularının düzen ve koordinasyonundan sorumludur. Kalbi harekete geçiren, ciğerlere hava dolduran, damarları büzen ve sindirim sistemini kontrol eden Sympathtic sistem kişiyi fiziksel harekete hazırlar; karşıt etkisi olan Parasympathetic sistem ise organizmayı beslenmeye, sindirime ve dinlenmeye hazırlar. Bunun yanısıra, “Plexus” deyimi bilimde vücuttaki organların işlevini kontrol eden sinir ağı veya kan şebekesini tanımlar. Otonom ve serbest sinir dokularının birleştiği sinir sistemi bu ağların birçok niteliğini taşır.
Bilim stresin varlığını ve olumsuz etkilerini onaylasa bile ufacık bir vesileyle neden oluştuğu hakkında somut bir açıklama vermemektedir. Bilim dünyasının cevaplayamadığı sorulardan bazıları neden bir tür olayın farklı insanları farklı şekilde etkilediğidir. Bilim kalp atışı, kan basıncı (tansiyon) gibi bedenin bazı parametrelerini ölçerek sistemin ne durumda olduğunu görür ve ilaç tedavisi verir ama düzensizliklerin neden ve nasıl kaynaklandığı konusunda mantıklı ve bilimsel olarak ispat edilebilir rasyonel bir açıklama getiremez. Bunun nedeni bilimin insanoğlunun içindeki derin/hassas sistemi reddetmesi ve insanların, dış dünyaya uyan, sinir ve duyusal ağdan oluştuğunu düşünmesidir.
Ancak, Sahaja Yoga bu anlayışı değiştirmektedir ve artık içimizde kanal (nadi) ve enerji merkezi (çakra)’lardan oluşan hassas sistem’in varlığı, inkar edilemeyecek şekilde, merkezi sinir sistemimizde hissedilmektedir. Bu içsel derin ve hassas sistem tamamıyla fiziksel, zihinzel, hissi ve spiritüel varlığımızı korur.

 

stresi yenmek stresi yenmek Stresin fiziyolojisi

Sahaja Yoga nedir?

Shri Mataji Nirmala Devi’nin kendi ifadesi ile:

Hergün tohumların filizlendiğini, çiçeklerin açtığını, meyvelerin olgunlaştığını görürüz ama bunların nasıl olduğunu düşünmek istemeyiz. Bu işi yapan bir güç vardır. Bu heryere yayılmış ve herşeyin içine işlemiş olan Tanrı’nın sevgi gücüdür. Artık bu gücü içimizde olan bir araç vasıtasıyla hissetmenin zamanı gelmiştir. Ancak, içimizdeki bu araç ana şebekeye bağlı olmazsa işe yaramaz. Biz içimizdeki gücün, potansiyelin, güzelliğimizin farkında değiliz ama ana şebekeyle bu bağlantı sağlandığında, ortaya çıkan dinamik, muhteşem sonucu gördüğümüzde şaşırırız.
Başlangıçta bu bağlantının zihinsel olmadığını anlamamız lazım. Ancak, zihinsel bir projeksiyon olmayan Sahaja Yoga sayesinde insanoğlunun farkındalığı gelişerek daha yüksek bir boyuta gelebilir.
OLUŞ. Evrimimizin son basamağıdır, bir amip konumundan evrim geçirerek, şimdiki karmaşık konumumuza geldik ve bu konumun merkezi sinir sistemimiz aracılığı ile tezahür etmesi gerekir.
Heryerde olan Tanrı’nın sevgi gücünden yayılan bilinç ışınları beyinden geçerek anne karnındaki cenini 2, 3 aylıkken aydınlatır. Beyin prizma şeklinde olduğundan, üzerine düşen ışınlar kırılarak sinir sisteminin dört farklı kanalına doğru yön değiştirir. Bu kanallar:

  • Sympathetic sinir sistemi – Sağ taraf (Pingla Nadi)
  • Sympathetic sinir sistemi – Sol taraf (Ida Nadi)
  • Parasympathetic sinir sistemi – Orta kanal (Sushumna Nadi)
  • Merkezi sinir sistemi

Bu enerji beynin merkezlerinden girerek hızla çakra adı verilen ama bilimde plexus olarak adlandırılan diğer altı merkeze doğru yayılır. Kundalini olarak anılan arta kalan enerji ise omuriliğin bitiminde yer alan üçgen şeklindeki (sakrum kemiği) kemikte üç buçuk halka şeklinde yerleşir. Bu yaşayan gücün temelinde kişinin iç düzeni, yenilenmesi ve Yükselişi yatar. İç düzen besleyip güç verir. Yenileme doğal olarak yeniler, iyileştirir ve yeniden kullanışlı hale getirir. Yükseliş ise beyni ve beyindeki hayali düşünceleri aşar ve kolektif bilince ulaştırır.

Stres ve Sahaja Yoga!

Yukarıda belirtildiği üzere, insan bedeni üç kanaldan oluşur (Nadi). Sol kanal (Ida Nadi) arzularımızdan sorumludur (Ichha shakti). Sağ kanal (Pingla Nadi) çalışma gücümüze bakar (Kriya Shakti). Merkezi kanal (Sushumna Nadi) denge ve Kundalini’nin yükseliş kanalıdır.
Şayet çok fazla arzumuz varsa ama ona göre çalışmak istemiyorsak (dikkatimiz devamlı yerine getirilmemiş arzularda ve geçmişte ise), sol kanalımızda baskı oluşur. Bu tür insanlar çok hissi olur, şartlanmaları vardır ve hayal kurarlar, sol kanalları zayıflar. Aynı şekilde kişi günlük yaşamdan zevk duymadan (şayet devamlı düşünüp gelecek için plan yapıyorsa) aşırı çalışmaya başlarsa (işkolik) sağ kanalında baskı oluşur ve bu tür kişiler çok egoist olur ve kimseyi dinlemezler. Çok hırçınlaşırlar ve başkaları üzerinde baskı oluşturmaktan hoşnut olurlar.

Bu tür dengesiz uçlarda, kanalların herhangi birine fazla yüklenildiyse, vücut stresi kendi yaratır.


Stresi yenmek!

Ancak sık sık okuduğumuz ve uygulamaya çalıştığımız bazı geleneksel metodlar sayesinde içimizdeki tedirginliği yenebiliriz.

a) Gerçekçi hedefler edinmek (özel ve profesyonel)
b) Yaptığımız şeyleri başka şekilde yapmak için yeni yollar bulmak
c) İlişkileri yapılandırmak, denetlemek
d) Hayata karşı mizaç duygusu
e) Egzersiz ve müzik
f) Hüsranınızı yanlış kişilerden çıkarmamak
g) Kafein ve nikotin alımını kesmek
h) Besleyici yemekler yemek
i) Öfkeye karşı bir çözüm bulmak, onu yatıştırmak

Bunlar gibi birçok başka yol vardır.

Ancak, bunlara göz attığınızda hepsinin zihinsel egzersiz olduğunu ve hiçbirinin hayat ve neşe dolu bir şekilde yapılamayacağını fark edersiniz çünkü aklımızla kendimizi zorlayarak devamlı olmadığımız bir şey olmaya çalışırız. Bu nedenle, bu yöntemler geçici çareler olduğundan bir parçacık rahatlama hissettiğimizde, onları uygulamaya fazla devam edemeyiz ve vazgeçer tekrar problemin içinde düşeriz. Genelde stresle akıl boyutunda savaşmak demek her zaman kaybetmek demektir.

Stresin Sahaja Yoga ile idaresi !

Stresle (dengesizlik) mücadele etmenin en iyi yolu tamamıyla dengede olmaktır. Sahaja Yoga dengede yükselmektir. Peki bu dengeyi ve yükselişi nasıl elde edebiliriz? Dışarıdan mı gelir? “Kendini tanımak” tüm kutsal kitapların ana temasıdır. Değişim gücünün içimizden kaynaklanması gerekir – Bunu kişinin dışardan uğraşarak veya zihinsel olarak zorlamak yerine, kendini içinden tanıyıp anlaması gerekir.

Ama nasıl?

Cevap heryerde varolan Tanrı’nın sevgisinin gücü ile doğduğumuz an içimize yerleştirilen , “Kundalini” adındaki bu düzenleyici ve yenileyici enerjinin uyanışıdır. Aydınlanma Kundalini’nin orta kanaldan uyanarak yedi çakrayı delerek başımızın üstünden (bıngıldak bölgesi) çıkmasıdır, aynen bir serinlik fışkırtan fıskiye gibi.

Yedi çakranın her birinde spiritüel nitelikler vardır. Bu nitelikler içimizde korunmaktadır ve her zaman belli olmasalar bile, hiçbir zaman yok edilemezler. Kundalini uyandığı vakit, bu nitelikler spontane olarak ortaya çıkmaya başlar ve günlük hayatımızda varlıkları belli olmaya başlar. Düzenli meditasyon yaparak, otomatik olarak çok dinamik, yaratıcı, emin ve aynı zamanda alçak gönüllü, sevgi ve şevkat dolu insanlar olabiliriz. Bu süreç Kundalini yükselmeye başladığında gelişmeye başlar ve çakralarımız beslenir.


Üçüncü çakra içimizde cömertlik, tatminlik ve memnuniyet hislerini uyandırır. Sol tarafta bu merkezin ana niteliği huzurdur – çakrayı temizlemek stres ve gerginliği giderir. Sağ tarafta dikkat ve konsantrasyon gücümüzün organı karaciğeri korur.
Kundalini tarafından aydınlandığı zaman, Nabhi çakra spiritüel, ruhani yükselişimizi, içimizdeki ahlak kavramını ve hayatımızın her devresinde tamamıyla denge içinde olmamızı temin eder. Ancak Aydınlanmadan sonra, meditasyon sırasında Kundalini’nin temizleme ve arıtma gücü sayesinde her türlü rahatsızlık düzelir, kişi şifa bulur.
Altıncı çakra affetme ve şevkat çakrasıdır. Affetme öfkeden, nefretten ve kinden arınma ve ruhun alçak gönüllülüğünü, asaletini ve cömertliğini keşfetmesidir.
Üç enerji kanalı vardır: Sol kanal (mavi) geçmişimizi, hislerimizi, arzularımızı, teesüürümüzü, dokunaklılığımızı temsil eder. Kanalın bitiminde tüm hatıraların, alışkanlıkların ve şartlanmaların depolandığı süperego vardır. Sağ kanal (sarı) eylemlerimizi, planlarımızı, fiziksel ve zihinsel faaliyetimizi temsil eder. Kanalın bitiminde bize bencillik, dünyadan ayrı olduğumuz duygusunu veren ego vardır. Orta kanal yükseliş kanalıdır, evrimimizi destekleyen ve bizi bilinçli veya bilinç dışı Sahasrara’nın (yedinci çakra) yüksek farkındalık mertebesine ulaşmamız için yönlendiren güçtür.

Sahaja Yoga Shri Mataji Nirmala Devi tarafından 1970 senesinde keşfedilmiş olup günümüzde tüm dünyada yayılmıştır. Bu yöntem ile kişi dürüst, içinde birleşik, bütünleşmiş ve dengede olur. Kutsal kitapların ana teması “Kendini Tanımak”tır, bu ortaya çıkar ve kişi kendi hakkında kesin ve mutlak idraka ulaşır.
Bu şekilde kişi hayatta huzurlu ve neşeli olur. Şevkat okyanusuna düşen bir damla gibi kolektif olur. Bu değişimin gerçekleşmesidir ve halen, günümüzde, dünyanın her tarafında 85’den fazla ülkede binlerce insan tarafından ispatlanmış ve tecrübe edilmiştir.
İçimizdeki farkındalığın, uyanışın birçok farklı ismi vardır: Aydınlanma, Yeniden doğum, Kurtuluş, Moksha, Satori. Aydınlanma dünyadaki tüm ruhani geleneklerin amacıdır. Günümüzde modern zamanlarda, insanlığın spiritüel geçmişinde, ilk defa Sahaja (spontane) Yoga (“kişinin kendisiyle birleşmesi”) sayesinde bu tecrübe çaba sarfedilmeden yaşanabilir ve herkese açıktır.
Sahaja Yoga’nın uygulanması ile farkındalığımız mutlak gerçeğin merkezi sinir sistemimizde anlaşılabilir bir şekilde hissedildiği yeni bir boyut kazanır. Bu oluşun neticesinde spiritüel, ruhani yükselişimiz çaba sarfetmeden gerçekleşir ve bu farkındalığın gelişmesi sonucunda fiziksel, zihinsel ve hissi dengemiz sağlanır.
Sonra bu beden, akıl, ego, şartlanmalar, hisler veya zihin olmadığımızı ve doğası sonsuz olan birşey olduğumuzu farkederiz; her zaman kalbimizde saf, rahatsız edilmemiş bir halde yerleşik Öz’ümüz veya Ruh’umuz. Ruh gerçek bilginin, huzurun ve neşenin kaynağıdır. Aydınlanma, Shri Mataji’nin her insanın doğuştan hakkı olduğunu savunduğu, Ruh’umuzla olan bu bağlantının gerçekleşmesidir