STRESİN ORTADAN KALKMASINDA SAHAJA YOGA’NIN ETKİLERİ
Dr. U.C. Rai, S. Sethi ve S.H. Singh
20 denek üzerinde yapılan çalışmalar (35-50 yaş arası) sonucu Sahaja Yoga’nın etkileri ortaya çıkmıştır. 10 denekten oluşan Grup I, Sahaja Yoga tekniğini 12 hafta boyunca uyguladı ve 10 denekten oluşan Grup II, Sahaja Yoga’yı halihazırda 2-6 yıldır yapıyordu. Tansiyon, nabız, solunum sayısı, kan laktik asidi, idrarda Vanil Mandelik Asit 20 dakikalık Sahaja Yoga deneyiminden önce ve deneyim sırasında ölçülmüştür. Kontrol değerleri her iki grupta da belirgin bir derecede düşüş göstermiştir. Bununla beraber her iki grupta da cildin galvanikliği artmış böylece bir rahatlama konumu baş göstermiştir. Bundan şu sonuç çıkmıştır: Sahaja Yoga deneyimi günlük streslerin etkilerini ortadan kaldırıyor ve stresin yarattığı zararları da yok ediyor.
Giriş
Modern çağda, insanlar günlük yaşamlarında büyük stres altındalar ve bu stres kişiyi yıkıma kadar götürebiliyor. Yakın bir zaman önce duygusal stres ve kaygının birden kalp krizine sebep olup kişiyi anlık ölüme götürebileceği rapor edildi (1). Bundan başka, klinikçiler, uzun süreli çatışmalar sonucu oluşan küçük streslerin birikmesinin hipertansiyona ve hatta kroner kalp hastalığına sebep olduğunu düşünmektedirler. Kısa süre önce, Selye (2) ve Kasl (3) tarafından stres ve sağlık üzerine yüksek tirajlı bir dergi yayınlandı. Stresi kontrol altına alma özelliğine sahip yatıştırıcı ilaçlar, yan etkilerine ve bağımlılık yapma özelliklerine rağmen kullanılmaya devam edilmektedir. Gene de şiddetli streslerde, uzun vadede alınan sonuçlar hiç de tatmin edici olmamaktadır. Böylece, çeşitli rahatlama teknikleri, meditasyon ve bio-etki teknikleri ile stresin vücuttaki etkilerinin azaltılmasına çalışılmıştır. Son zamanlarda H.H. Mataji Nirmala Devi zihinsel huzur ve sağlıklı vücut için Sahaja Yoga’yı öne sürmüştür. Sahaja Yoga ’nın kolay öğrenilen ve uygulanan ve aslında hiç bir güç sarf edilmeden, kendiliğinden olan bir teknik olduğunu ortaya çıkarmıştır. Kaynağı içsel hassas bedendedir ve insanın sinir sisteminde kabaca ifade bulmaktadır. Program güvenli ve etkili olup kısa sürede sonuç vermektedir. Avuçlardaki ve Sahasrara’daki (Başın tepe noktası) serin esintinin varlığı Kundalini’nin uyandığını teyit etmektedir (6). Bu bağlantıda, Sahaja Yoga’nın nabız, tansiyon, derinin galvanikliği, kan laktik asidi ve idrarın vanil mandelik asidindeki bazı etkileri üzerinde çalışılarak Sahaja Yoga’nın stres üstündeki rolünün ortaya koyulmuştur.
Malzeme ve Metotlar
Çalışma 35-50 yaş arası 23 erkekte yapıldı. İki grubu ayrıldılar. Grup I, 10 denekten oluşuyordu, bu denekler Sahaja Yoga yapmak isteyen ve daha evvel bu metodu denememiş olan Fizyoloji Departmanının laboratuar’ında görevli kişilerdi. Daha evvelden herhangi bir başka yoga, meditasyon veya bio etki teknileri de uygulamamışlardı. Onlara, iki gün boyunca Fizyoloji departmanındaki Sahaja Yogiler tarafından Sahaja Yoga tekniği gösterildi ve detaylı bir şekilde anlatıldı (5). Bundan sonra 12 hafta boyunca bir Sahaja Yogi’nin önderliğinde bu kişiler Sahaja Yoga tekniğini uyguladılar, uygulama 20 dakikalık sürelerle günde bir kere yapıldı. Her bir denek kendi kendini idare etti. 4.,8. Ve 12. Haftada sonuçlar kaydedildi. Bu grupta 2 kişi deneyi yarım bıraktı.
Grup II 10 denekten oluşuyordu, bu denekler Yeni Delhi, Safdarjung Encla ve Sahaja Yoga Merkezinden geldiler ve Sahaja Yoga’yı 2-6 yıldır deneyimliyorladı. Veriler, çalışma öncesi, çalışma boyunca ve bittikten sonra alındı. Derinin galvanikliği bir polirit ile kaydedildi, nabız elektro kardiogram ile ölçüldü, tansiyon basınçölçer ile ölçüldü, nabız günlük normal sayımla sayıldı, kan laktik asit değeri Henry (7)’nin tarif ettiği gibi Huckabee tarafından değiştirilen Barker ve Summerson metodu ile ve idrarda vanil mandelik asit değeri ise Pisano metodu ile ölçüldü.
Tüm tetkikler Sahaja Yoga’dan önce ve Sahaja Yoga sırasında yapıldı. Buna göre Sahaja Yoga’dan 5 dakika önce, 20 dakikalık Sahaja Yoga süresince ve bitimden 5 dakika sonra ölçümler yapıldı. Kandaki laktik asit ve idrardaki vanil mandelik asit Sahaja Yoga metodundan önce ve sonra tahlil edildi.
Sonuçlar ve Tartışma
Grup I’deki deri galvanikliği Şema 1 ’de gösterilmektedir. Grup I’deki deri galvaniği değerleri, 8 hafta içinde 43.9 kohm’dan 64.7 Khom’a yükselmiştir. Sahaja Yoga sırasında bu değerler 20 dakikada 79.6 Kohm’a kadar yükselmiştir (Şema 1). 12 Haftanın sonucunda değer 103.9 Khom’du ve 20 dakikalık Sahaja Yoga boyunca 121.7’ye kadar yükseldi.
2-6 yıldır Sahaja Yoga yapanların oluşturduğu Grup II’de derinin galvanikliğinin değeri 130.4 Khom idi ve 20 dakikalık Sahaja Yoga ile bu değer 183.85 Khom’a kadar yükseldi ve istatiksel analiz sonuçları da yeterince belirgindi (P<0.001). Çok açıktır ki, hem Grup I’de hem de Grup II’de, Sahaja Yoga sonucu elde edilen deri direnci Sahaja Yoga’dan öncekine nazaran son derece yüksektir. Çok iyi bilinir ki deri direncindeki değişiklikler, ter bezi faaliyetlerinin bir ölçümüdür ve sempatik sinir sistemi ile yakın alakalıdır. Woodworth ve Schlosberg’e göre (9) deri direncindeki değişimlere, terlemenin getirdiği etkiler yol açmaktadır. Normal olarak ter bezleri elektrotlardan geçen akıma düşük rezistans gösterirler. Bezler aktif değilken, membranları uyarılmış olduklarındakinden daha fazla rezistansa sahiptir. Ter bezlerinin hipotalanmış, retikülar formasyon ve beyin karteksi ile bağlantılı olduğu ve bu yüzden ter bezlerinin, kişinin uyarılışı ve bilinci ile ilgili olarak, beynin değişik bölgelerinin aktivitesini yansıtmakta olduğu bilinmektedir. Gellhom (10), artan retikülar aktivite sistemi ve hipotalamusun, kişinin bilinç konumunu belirleyen temel yapılar olduğunu ileri sürdü. Bu yüzden de ter bezlerinde olan faaliyet değişimi, kişinin bilinci ve onun gerilim yada rahatlama seviyesi yakından alakalı olmalıdır. Bu çalışmada bulunan değişimler, Sahaja Yoga’nın, kişinin Kundalini’sini uyandırdığı ve böylece derin bir rahatlama sağlayan düşüncesiz idrak konumunu meydana getirdiği, bunun da grup I ve grup II deneklerinin deri direncinin artmasının sebebi olduğu sonucunu çıkarmaktadır.
Kan laktik asit konsantrasyonu her iki grupta da önemli ölçüde düşmüştür (şekil 2). Bu önemli değişimin Sahaja Yoga’dan kaynaklandığı açıktır. Pits ve McClure (11) endişe nevrozu geçiren hastaların kan laktat konsantrasyonlarında aşırı artmalar geliştirdiklerini gösterdiler. Bu açıdan bakıldığında Sahaja Yoga esnasındaki düşen kan laktat konsantrasyonunun, sempatik sinir sisteminin inhibitasyonunu sağlayacak ve adrenal medulla’dan adrenalin üretimini düşürecek şekilde, limbik sistem ve hipotalamusu koşullandıran Kundalini’nin uyandırılmasından kaynaklandığı makul görülmektedir. Bu hipotezle grup I ve grup II’deki deneklerin idrarlarındaki vanil mandelik asidin düşüş gösterdiği saptanmış (şekil 3), nabız, solunum sayısı ve büyük tansiyon da Sahaja Yoga uygulanması esnasında grup I ve grup II deneklerinde düşmüştür (tablo1, şekil 4). Küçük tansiyon da alçalma göstermiştir fakat bu düşüş istatistiki olarak önemli boyutta değildir (şekil 5). Nabız oranı bildiğimiz gibi, sempatik ve parasempatik sistemlerin dengesiyle belirlenmektedir. Sahaja Yoga çalışması esnasında sempatik aktivite göreceli olarak azalmıştır. Bu da yine çalışmamızda, Sahaja Yoga esnasında idrardaki vanil mandelik asit ve kan laktik asitteki düşüş ile ispatlanmıştır. Kunovska et al (12) tarafından son zamanlarda yayımlanmış bilgiler, yüksek tansiyonun gelişmesinde, simpato-adrenal medular aktivitenin en önemli etkenlerden biri olduğunu gösterdi; bu açıdan çalışmamızda sempatik sistem aktivitesindeki düşüş, kan basıncının ve nabız oranının azalmasında önemli bir etken olabilir.
Sonuç şudur; Sahaja Yoga tekniği, sempatik ve parasempatik’in arasındaki dengeyi sağlayarak hem öğrencilerde hem de Sahaja Yogilerde gözle görülür fizyolojik değişiklikler ortaya koymuştur. Sahaja Yoga, genelde stres durumlarında görülen sempatik’in baskıcı tutumunu yok eder. Böylece kişide strese sebep olan nedenleri ve buna bağlı olarak stres sonucu oluşan hastalıkları ortadan kaldırır.
Teşekkür
Yazarlar, Sahaja Yogi Dr. M. Talwar’a, fizyoloji departmanındaki Sahaja Yoga derslerini yönetme inisiyatifini almış olmasından dolayı şükranlarını sunarlar. Aynı zamanda, bu çalışmaya katılmış olan tüm öğrencilere ve Sahaja Yogilere de teşekkür ederler.
Kaynaklar
1. Uluslararası Tıpta Harrison Prensibi, Braunwald E. Esselbacher KJ, Petersdorf RG, et al ED. New Yorks McGRAW-Hill Kitap Şirketi, 1987, 1022
2. Selye H. Stres Araştırmalarında Selyes Kılavuzu, Vol.1, New Yorks Van Nostrand Reinold Şirketi, 1980
3. Kasl SV, Stres ve Sağlık, Ann. Rev Public Health, 1984, 5:319-341
4. H.H. Shri Mataji Nirmala Devi, Sahaja Yoga, Delhi:Nirmala Yoga Yayınevi, 1982
5. H.H. Shri Mataji Nirmala Devi, Sahaja Yoga ve Tekniği, Yeni Delhi. The Life Eternal Trusts Yayınevi, 1979
6. Kalbermalten G.De, Yükseliş, Bombay, The Life Eternal Trusts Yayınevi, 1979
7. Henry R.J. Klinik Kimya, Esasları ve Teknikleri, New York; Hoeber Tıp Merkezi, Harper ve Row Yayınevi, 1964, 666 670
8. Pisano JJ, Crout JR ve Abraham D. İdrardaki 3-Metoksi-4-Hidroksimandelik ve Vanil Mandelik Asit. Clin. Chim Acta, 1962, 7:285-291
9. Woodworth R.S. ve Schiosberg H. Deneysel Psikoloji, Kling J.W. ve Rigg LA Ed. New York: Holt Renehart ve Winston, 1971
10. Gellhorn E. Otonomik Düzenler, New York: Inter Science Yayınevi, 1967
11. Pitts FN ve McClure JN, Kaygı Nevrozundaki Laktat Metabolizma, N.Egl J. Med. 1967, 277:1329-1336
12. Kunovska V, Vigas M, Kventansky R, et al In; Usdin E. Kvetnansky R, Axelrod J. Ed. Stres. Katekolaminler ve diğer Nöronakledicilerin Rolü., vol 2, New York: Gordon ve Breach Bilim Yayınevi, 1984, 937-949