Limon Biber

Hindistan’da dükkanlarda, evlerin ve ofislerin kapılarında, hatta kamyon ve rikşa gibi araçlarda birbirine bir iple bağlanmış asılı limon ve biberleri yaygın şekilde görebilirsiniz.

Eğer insanlara, bunları neden koyduklarını sorarsanız, Devi Lakshmi’nin kardeşi olan, ev halkından refahı uzaklaştıran Alakshmi’nin hikayesinden bahsederler. Bir inanca göre Alakshmi, ekşi, sıcak ve keskin şeyleri sever. İnsanlar, eğer Alakshmi onların kapılarına gelirse, favori yiyeceğini dışarıda yiyip, evlerine girmeden ayrılacaklarına inanırlar. Sonuç olarak refahtan mahrum kalmayacaklardır.

Peki bunun arkasında herhangi bir mantıksal ve bilimsel sebep var mıdır? Evet!

Limon ve biberin ikisi de C vitamini açısından zengindir. Bu maddeler bir pamuk ipliğinden geçirildiğinde, pamuk  bu besin maddelerini emer ve yavaş yavaş havada buharlaştırır. Bu havayı solumanın sağlık açısından faydaları vardır. Ayrıca, limon ve biberlerin aroması böcekleri ve haşereleri mekandan uzak tutar. Bu yöntem eskiden böcek ilacı (pestisit) olmadığı için atalarımız tarafından mikropları uzaklaştırmak için kullanılmıştır.

limon biber

Yoga yapan bireyler olarak ise sübtil enerjileri hissedebildiğimiz için limon ve biberi kullanabilir ve enerji bedenimiz üzerindeki olumlu etkisini fark edebiliriz. Çünkü limon ve biber ortamdan ve içimizden negatif enerjileri çekip kendisine hapseder. Bu nedenle ortamdaki negatif enerjiler için bulunduğumuz ortamda bir yere limon ve biber (koyu yeşil, sivri biber) koyuyoruz. Bozulmaya başladığında çöpe atıp yeniliyoruz. Enerji bedenimiz için ise biber sol kanalımız için, limon sağ kanalımız için oldukça etkili. Gün içinde sol cebimize küçük acı biber koyuyoruz; limon ise cebimize sığmayabileceğinden otururken sağ tarafımıza koyabiliriz. Akşam ise bu limon biberleri çöpe atıp yeni bir gün için yenilerini kullanıyoruz.

Uygulayacağınız bu yöntemle kendinizi daha iyi ve dengede hissedebilirsiniz.

separator2

Ghee (arındırılmış tereyağı)

Ghee nedir?

Ayurvedik yötemlerde kullanılan yağların başında yer alan ghee, tereyağının laktoz ve diğer süt katılarından ayrıştırılması ile elde edilen saf yağdır. Hindistan’da hayırlılığın sembolü sayılan ghee, hem iyileştirici etkisinden ötürü masajlarda hem de yemeklerde sıkça tüketilmekte. Hint destanı Mahabharata’da dünyadan akan ve dünyanın devamlılığını sağlayan öz şeklinde tanımlarına rastlanır.

Ghee ülkemizde Osmanlı döneminde kullanılmaya başlanmış. Saray mutfağının vazgeçilmezi olarak baş aşçılar tüm yemeklerinde kullanmış. Günümüzde güneydoğu Anadolu ve Karadeniz bölgelerinde yaygın bir şekilde kullanılan ghee, sade yağ olarak adlandırılıyor. Meşhur Antep baklavasının lezzet sırlarından biri olarak hamurlaşmayı önleyip çıtır çıtır olmasını sağlayan ghee diyebiliriz.

ghee

Ghee’nin faydaları

Ayurvedik öğretinin iki büyük kitabından biri olan Sushruta Samhita’ya göre ghee ile yapılan yemeklerde ya da yemeklerin yanında tüketildiğinde, besin maddelerinin emilimi ve hazmı kolaylaşıyor. Ayrıca besin maddelerinin doku derinliklerine taşınmasında da rol alıyor. Bağ dokularının ve eklemlerin kayganlığının sağlanmasına yardımcı olarak esnekliği sağlıyor. Ayurvedik öğretilere göre ise 5 temel elementten oluşan insan 3 tip dosha’ya sahip ve oranlarına göre insan bedenine tezahür eden enerji bu doshalardan gelir. Doshaların yatıştırılması ve yumuşatılması bizi sağlıklı ve dengeli tutar. Ghee vata(hava ve eter) ve pitta(ateş ve su) doshayı yatıştırıp kapha(su ve toprak) doshayı da yumuşatmak gibi özellikleriyle doğru ölçülerde kullanıldığında her üç doshaya da iyi gelmekte,  dolayısıyla hangi enerjiye sahip olursa olsun her insan için faydalıdır.

Nasıl yapılır?

Ghee’yi kendi evinizde kolayca yapabilirsiniz. İhtiyacınız olan şey organik tereyağı. Tereyağı seçiminiz elde edeceğiniz ghee kalitesine direkt etki edeceğinden katkı maddesi en düşük ve margarin karıştırılmamış tereyağı tercih etmenizi öneririz. Tereyağını bir tencerede orta ateşte tamamen eritip  kaynayınca kısık ateşe alın. Süt katıları dipte birikmeye başlayacaktır. Yüzeyde oluşan köpüğü kaşık yardımıyla ayrıştırın. Ghee şeffaf görünmeye başlayacaktır. Köpükler artık çıkmamaya başladığında dipte süt katıları da şeffaf ghee’nin içinden rahatlıkla fark edilir hale gelir. Bu süreç yaklaşık  35-40 dakikadır. Süt katılarını karıştırmayacak şekilde şeffaf ghee’yi süzerek başka bir kaba alın. Kavanozda ağzı açık şekilde soğuyup donmasını bekleyin. Yağ donduktan sonra ağzı kapatılıp buzdolabında 12-15 ay, oda sıcaklığında ise 6-9 ay saklanabilir.

Nasıl kullanılır?

Ghee’nin çok yönlü faydalarından ötürü kullanım şekilleri de aynı şekilde çok yönlüdür.

Ghee hem yemek yapımında hem masaj yöntemlerinde kullanılabilir.

Ghee ile Masaj

ghee masajGhee ile vücudumuzun kafa bölgesi dışında her bölgesinde gönül rahatlığıyla masaj yapabilirsiniz. Özellikle boyun ve omuz bölgesine ghee ile masaj yapıp denge konumuna ulaşıp bu konumun saf neşesenin tadını çıkarabilirsiniz. İşte size hızlıca gevşeyip rahatlamanıza yardımcı olacak bir masaj tekniği ve doğrudan ghee uygulaması.

Öncelikle rahat bir oturuş pozisyonu alın birkaç derin nefes alın ve yavaşça verin. Dikkatinizi içinizde toplamaya çalışın.

Omuz ve boyun bölgelerinde elimize bir miktar ghee alıp parmaklarla saat yönünde yuvarlaklar çizerek bu bölgelere yaklaşık 2 dakika masaj yapın.

Sağ işaret parmağınızla boyun çukuruna yine saat yönünde ovarak masaja 30 saniye devam edin. El ve ayak bileklerimizi bilezik gibi saracak şekilde 1 er dakika daha masaja devam edin. Tüm masaj süresince dikkatinizi içinizde ve başınızın üst kısmında tutmaya çalışın.

 

Doğrudan ghee uygulaması;

ghee burun

Varsa damlalık yardımı ile yoksa bir çay kaşığı yardımı ile sırt üstü yatar pozisyondayken  burnunuza 1 damla ghee damlatıp başınızı aşağı sarkıtın. Yaklaşık 90 saniye bu pozisyonda bekleyin. Bu şekilde ghee iç kısımlara doğru nüfuz edecektir.

Bu masaj yöntemi ve doğrudan ghee damlası uygulaması ile 5. Enerji merkezinizin dengeye gelmesine yardımcı olabilirsiniz.

 

 

 

 

Baklava Tarifi;

baklavaMalzemeler

Baklava yufkası

500 gr ghee

3 su bardağı şeker

2 su bardağı su

2 parça traş limon

250 gr iri kıyım antep fıstığı

 

Yapılışı;

Borcam ya da uygun bir tepsiye yüzeyinini yağlayıp 3 kat yufka açın. 3 kattan sonra hafifçe kaşıkla eritilmiş ghee gezdirin. 6. Ve 9. Katta da aynı şekilde ghee gezdirerek yufkaları açın. 12. Katta iri kıyım antep fıstıklarını tepsi boyunca gezdirin. Fıstık miktarını dilediğiniz gibi artırıp azaltabilirsiniz. Daha sonra her 3 katta bir ghee gezdirerek yufkaları açmaya devam edin. Son katta yağ gezdirmeyip tepsi dışına çıkan kenarları kesin. Baklavayı dilediğiniz şekilde dilimleyin. Kalan ghee yi tüm tepsiye gezdirin. 170 derecede önceden ısıttığınız fırının an alt rafına tepsiyi yerleştirip üstü kızarana kadar pişirin. Fırın tipine göre değişiklik göstereceğinden süresini kendiniz ayarlayın. Piştikten sonra 25 dk dışarıda soğumaya bırakın. Bu işlem baklavanın hamurlaşmasını engelleyen bir işlemdir.

Şerbeti için bir tencereye su ve şekerin tamamını ekleyip şeker eriyene kadar karıştırın. Erimiş şekerli suyu 30 dk kaynatın. Şerbetin koyu bir kıvam alması gerekir aksi halde baklavanızın hamurlaşmasına sebep olacaktır. Ateşten almadan hemen önce 2 parça traş limonu içine atın ve soğumaya bırakın. 20 dakika soğuması yeterlidir.

Şerbeti 25 dk beklettiğiniz baklavanın üzerine gezdirip 4-5 saat içmesini bekleyin. Türk mutfağının en leziz tatlılarından baklavanız hazır. Afiyet olsun.

Zerdeçallı Keşkek Tarifi

Zerdeçallı Keşkek

Keşkek kaliteli  protein, yağ ve karbonhidrat kaynağı olması  açısından çok sağlıklı bir yemek olup bir o kadar de lezzetlidir.

Anadolu’da çok eski zamanlardan beri özel günlerin vazgeçilmez yemeği olan keşkek tarifimize bakalım.

Malzemeler

500 gr aşurelik buğday

400 gr kuzu eti

100 gr ghee

1 tatlı kaşığı zerdeçal

Göz kararı tuz

İsteğe göre baharatlarla zenginleştirilebilir (Pul biber, kekik, kuru reyhan)

Yapılışı;

Buğdayı bir gece önceden 3 defa yıkayıp sonra 10 dakika kaynatıp ateşten alın ve üzerini bir bezle sarıp beklemeye bırakın.

Kuzu etini bir tencerede tamamen yumuşayıncaya kadar kaynatın. Bir süre kaynayıp yumuşadıktan sonra çatal ile tel tel ayırın. Kaynarken su yüzeyinde oluşan köpüğü kaşık ile bir kaseye ayırın. Bu işlem etin lezzetini arttıran bir püf noktasıdır.

Bir gece önceden ıslatıp kaynattığınız buğdayı tekrar ateşe alıp kaynatın. Kaynayan buğdayın nişastası akışkan bir hale gelinceye kadar tahta çorba kepçesi ile hafifçe döverek karıştırın. Eti ilave edip karıştırmaya devam edin. Ghee, zerdeçal ve dilediğiniz baharatları ekleyip son defa karıştırın.

Besin değeri son derece yüksek leziz keşkeğiniz hazır. Afiyet olsun.

separator2

Bir Tohumda Sayısız Mucize: ‘Ajwan’

Bitkilerin sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam içerisindeki yeri ve insan vücudunda oluşan negatif semptomların giderilmesinde kullanımı insanlık tarihi kadar eski. Yapılan kazılar ve tarihi araştırmalar Antik dönemde birçok uygarlığın bitkiler ile önemli bir ilişkisinin olduğunu ortaya koyuyor. Günümüzde ise dünya düzeni hızla değişiyor, şehirleşme ile birlikte git gide doğadan ve doğaldan uzaklaşmanın sonucu olarak stres ve fiziksel rahatsızlıklarda artış oluyor. Kendi yarattığı derde çare bulmak için ise insanoğlu şimdi yeniden başlangıç noktasına ‘doğaya’ dönüyor. Doğaya dönüş yolculuğunuzda bizim sizinle tanıştıracağımız mucizevi bitki ajwan oluyor.

ajwainAjwan (ajwain), Trachyspermum ammi, psikopos otu, ajowan kimyonu şeklinde adlandırılabilen; küçük oval şekilli, tohumları kahverengi yeşil arası renge sahip bir bitki. Kişniş, rezene, kimyon gibi Apiaceae familyasından olan bu bitki daha çok Hindistan, İran, Afganistan, Pakistan ve Mısır’da yetişiyor. Kekiği andıran kekremsi tadıyla ajwan, Hint mutfağında eşsiz lezzetteki yemeklerde başka baharatlarla birlikte sıklıkla kullanılıyor.

Vitamin, mineral, antioksidanlar bakımından birçok bitkinin sahip olduğu özellikleri içinde barındırıyor. İnsan vücudunda oluşabilecek rahatsızlıkları önlediği; antiseptik, antiviral, antimikrobiyal olarak mikrop, bakteri, virüs gibi rahatsızlıklarla savaşabilecek içerikte olduğunu kanıtlayan birçok bilimsel bulgu, akademik makale var. Kapsüller, yağ, toz ve tohum olarak çeşitli şekillerde bu amaçlarla satılıyor. Tohum halde satılan ajwan ise en etkilisi ve birkaç farklı kullanım şekli var.

 

Ajwan buharı:

Kaynayan 1 bardak suyun içerisine 1 kaşık ajwan koyup kaynatarak buharı bir müddet soluyabilirsiniz. Bu yöntem, soğuk algınlığı, öksürük, astım, göğüs ağrısı gibi üst solunum yolu zorlukları için oldukça faydalı.

Ajwan çayı:

Kaynayan 1 bardak suyun içerisine 1 kaşık ajwan koyup 5 dakika kaynatarak çay olarak içebilirsiniz. Ya da oral yolla alımın diğer bir yolu olarak bir miktar ajwanı çiğneyebilirsiniz.

Bu yolla vücuda alınan ajwan yine üst solunum yolu zorluklarına iyi geldiği gibi; mide ağrısı, gaz, şişkinlik, kabızlık, iştah kaybı gibi gastrointestinal sıkıntıları rahatlatmada etkin. Vücuttaki çeşitli toksik ajanlar için panzehir görevi görüyor; mikrop ve virüsleri yok ediyor. İdrar söktürücü etkisiyle böbreklerdeki sıvı tutulmasını engelliyor. Vücutta oluşan oksidatif streste ve zehirlenmelerde antioksidan görevi görüyor. Kan basıncını düşürdüğü için hipertansiyonda etkili oluyor. Ağız ve diş sağlığını koruyor. Bağışıklığı güçlendiriyor!

Ajwan dumanı:

Kuru ve ısıtılmış bir tavanın üzerine bir miktar ajwan koyup yanan otun dumanını burundan solumak, bunu mümkünse bir örtünün altına girerek yapmak üst solunum yolu rahatsızlıklarından korunmak için kuvvetli bir fayda sağlıyor. Ayrıca tavada ajwan yakmak ya da ısıtılmış bir kömürün üzerine ajwan otunu koyarak dumanı evinizde gezdirmek fiziksel bedeninizin ötesinde olan, sübtil (enerji) bedeninizin de dengeye gelmesinde, bulunduğunuz ortamdaki negatif enerjinin dönüştürülmesinde çok etkili bir yöntem.

Ajwan bulamadığınız takdirde adaçayı ve kekik de benzer amaçlarla kullanılan faydalı bitkilerden; fakat bulabiliyorsanız yukarıda sayılan çok çeşitli yararı içinde barındırması bakımından ajwan otunu bulmanızı ve kullanmanızı öneririz.   Sağlıkla ve doğallıkla kalın!

ajwain çay